
8
EkimDijital Dinozorlar ve Yeni Nesil Medya
Dijital Dinozorlar: Kim Bu Eski Çağın Medya Devleri?
Etrafınıza bir bakın! Gelişen teknolojiye karşı her zaman direniş gösteren insanlar var mı? Ya da bu akışa daha yeni katılan, geç adapte olan insanlar…
Sorunun cevabı muhakkak EVET! olacaktır. Her sektör, değişen ve gelişen dünyaya adapte olmak ve silinip gitmemek adına revize olmaktadır. Bu durum sürdürülebilir bir sektör oluşturmak adına gereklidir. Lakin kimisi mevcut durumda hissettiği güveni yakalayamayacağı için ya da yeniliklerin eskinin yerini tutamayacağını düşündüğü için her zaman geri durmaktadır. Kimisi de geri durmayı yeterli bulmayıp tüm yeniliklere karşı çıkmakta ve direnmektedir. Sabah uyandığında telefonuna bakmak yerine gazetesini alıp belli ölçekte dünyadan haberdar olmaya çalışmaktadır. İşte bu insanlar, aslında eski çağın medya alışkanlıklarını sürdüren “dijital dinozorlar.” Dijital dinozorlar için gazeteye dokunmak, sabah haberlerini veya radyoyu dinlemek aslında sadece bilgi kaynağı değil alışkanlık ve güven demek. Kimisi de bunu “ eskiye özlem” diye tanımlıyor. Peki neden?
Haber Alma İhtiyacı: Geleneksel Medyanın Doğuşu
İnsanlar neden ellerine bir gazete alıp okumayı, televizyonda akşam haberlerini izlemeyi, radyo dinlemeyi tercih ediyor? Bunun cevabı çok temel bir ihtiyaca dayanıyor: “Dünyada Neler Oluyor?” sorusuna cevap bulma isteği. İnsan her zaman merak eder ve haberdar olmak ister.
İşte bu ihtiyacı karşılamaya yönelik ortaya ilk olarak Geleneksel Medya çıkmıştır. Gazeteler, televizyonlar, radyolar ve dergiler geleneksel medyanın tek yönlü iletişim kanallarıdır. Tek yönlü olması insanları sadece tüketici konumunda tutmasından kaynaklıdır. İnsanlar okur, dinler ama geri bildirimde bulunamazlar. Yani iletişim okuyucu- dinleyici ile etkileşimli ve interaktif değildir. Aynı zamanda bu kanallarda yapılan çalışmaların değişimi zaman almakta ve maliyeti arttırmaktadır.
Peki yeni kanalların oluşması geleneksel medyayı yitirecek mi?
Bitmeyecek Bir Kültür: Geleneksel Medya
Bugüne baktığınızda geleneksel medyanın yanında birçok iletişim kanalının oluştuğunu görebilirsiniz. Lakin geleneksel medyayı oluşturan iletişim kanallarında ısrarcı olan insanlar hala var mı? Hala dünyadaki tüm değişimi bu kanallardan takip etmeye çalışan insanlar? Evet. Ve bu insanlar var olmaya devam edecekler. Bu sebeple aslında geleneksel medya “haber alma ihtiyacı” ile ortaya çıkmış ve zamanla bitmeyecek bir kültür. Bu kültürün bitmeyeceğini söyleyebildiğimiz gibi aynı zamanda gündeminde çok hızlı bir şekilde değiştiğini, “Dünyada Neler Oluyor?” sorusuna verilebilecek çok hızlı ve değişken cevapların olduğunu da söyleyebiliriz. Böyle bir hız çağında akşam haberlerini beklemek ya da sabah gazetelerinden gündemi takip etmek yeterli olabilir mi? O zaman bu haber alma ihtiyacını daha hızlı karşılayacak bir kanala ihtiyacımız var. Yeni Nesil Medya…
Yeni Nesil Medya: Hız, Etkileşim ve Kişiselleştirme
Toplumun bu noktadaki ihtiyacı hiçbir zaman değişmedi. Haber alma ihtiyacı. Fakat teknolojinin gelişmesi ile birlikte haberin nereden ve nasıl alındığı konusu değişti. Burada da en önemli şeyin artık hız olduğunu söyleyebiliriz. Hızı yakalamak için geleneksel medyanın yanında yeni nesil medyayı da kullanmak bir zorunluluk hale geldi. Basılı üretim devam ederken dijital ortamda büyük gelişimler yaşandığı için habercilik anlayışı da buna paralel olarak değişmeye başlamıştır. Gündem çok hızlı değişiyor, toplum gündemi daha hızlı takip etmek istiyor, daha hızlı erişim sağlamak istiyor. Cebimizdeki telefon dünyanın her yerine açılan bir kapı gibi. Sosyal medya platformları, dijital yayıncılık, podcastler, kişisel bloglar.. hepsi anında erişilebilir.
Peki Dijital Medya Araçları Nelerdir?
- Video Siteleri
- Web siteleri
- İnternet
- Arama Motoru Optimizasyonu
- Görüntülü Reklamcılık
- E-Posta Pazarlama
- Sosyal Medya
- Mobil Uygulamalar
- Akıllı Cihazlar
Bu araçlar sayesinde iletişim sadece daha güçlü değil, aynı zamanda daha ölçülebilir hale geldi. Türkiye’de geleneksel medyadan yeni nesil medyaya geçiş 2000’li yılların başında oldu. Ülkemizde e-gazete sayısı hızla artmış ardından bilgisayar, tablet, telefon kullanımının yaygınlaşmasıyla geleneksel medyadan yeni medyaya doğru bir yönelim olmuştur.
Geleneksel Medya VS Yeni Nesil Medya
Geleneksel medya ve yeni nesil medya özelliklerini daha iyi kavrayabilmek adına bir karşılaştırma tablosu üzerinden inceleyelim.
Tablo 1: Geleneksel Medya ve Dijital Medya Özellik Karşılaştırma Tablosu
Tüketiciden Üreticiye: “Prosumer” Kültürü
Yeni Nesil Medya ile iletişimin artık çift yönlü olduğunu söyleyebiliyoruz. İletişimin çift yönlü olması demek insanların yalnızca tüketici olmaması aynı zamanda üreten kullanıcı konumunda da bulunabilmesidir. Youtube’da video yükleyen, instagram’da reels çeken, podcast yayınlayabilen, NSosyal’de madde paylaşan bir kullanıcı. İşte bu yüzden “prosumer” diye bir kavram doğdu. Prosumer (producer + consumer): hem tüketen hem üreten kullanıcı. Önceden yalnızca okuyor ve dinliyorken şimdi konuşuyor, yorum yapıyor, paylaşıyor hatta gündem belirleyebiliyoruz. Yeni nesil medya sürecinde prosumer olmak, sadece kendi düşüncelerimizi ifade etmekle kalmayıp, aynı zamanda bilgiyi başkalarına ulaştırmamızı da sağlıyor. Peki sizin sosyal medya akışlarınızdaki bilgileri, içerikleri kim belirliyor? Karşınıza en çok hangi tarz içerikler çıkıyor? Az önce arkadaşınızla konuştuğunuz arabalar, birden akışınıza düşüyor mu? Ya da bordo renk bir kıyafet almak istiyordunuz, artık akışınızda sürekli bordo renk kıyafetler mi görüyorsunuz? Önceden sadece gündemde olan konuları, içerikleri gazetelerden ve televizyonlardan takip ederken şuan konuştuğumuz veya tıkladığımız bir içerikle alakalı birçok içerik akışımıza düşüyor. Bu kadar isabetli ve kişisel içerik nasıl oluyor, hiç merak ettiniz mi?
Algoritmaların Çağında Bilgi Akışı
Soruya cevabı vermeden önce algoritmaların ne olduğunu iyi anlamamız gerekiyor. Algoritma, belirli bir problemi çözmek veya tanımlanmış bir hedefe ulaşmak için tasarlanan, mantıksal sıralama ile düzenlenmiş adımların tamamıdır. Genel olarak bir problem çözme durumundan bahsedebiliriz. Aynı zamanda algoritmaların tekrarlanabilir sonuçlar üretebileceğini de bilmemiz gerekir. Algoritmaların nasıl çalıştığını bir analoji üzerinden inceleyelim.
Algoritmayı kişisel asistan gibi düşünebiliriz. Örneğin büyük bir kütüphanedesiniz. Raflarda onlarca kitap var. Hepsine tek tek bakıp size uygun olan kitabı bulmanız hayli zaman alacaktır. İşte tam da bu noktada algoritma sizin kütüphaneciniz oluyor. Daha önce hangi tür kitapları okuduğunuzun, hangi konularda daha çok vakit geçirdiğinizin bilgisini verdiğiniz takdirde size “ sen bunları seviyorsun, o zaman benzer şu kitaplara da bakabilirsin” diyerek önerilerde bulunuyor.
Şimdi baştaki sorumuza geri dönelim. Bu kadar isabetli ve kişisel içerik nasıl oluyor?
Örnekten de anlayacağınız gibi sosyal medya akışlarınızda gördüğünüz içerikler, aslında milyonlarca içerik arasından algoritmanın sizin tıklamalarınız, konuşmalarınızdan hareketle sizin için seçtiği “kişisel menünüz”.
Gündemin, içeriklerin bu kadar kişiselleştirilebiliyor olmasına rağmen hala direnen ve geleneksel medyadan kopamayanlar var mı? yine söylüyoruz, elbette var. Peki bu kişilerden bağımsız, geleneksel medya üreticileri de mi kendilerini bu gelişimden uzakta tutmak için dirayet gösteriyor?
Dijital Dinozorların Evrim Çabaları
Yok olmamak için ayak uydurmak zorunda kalmak. Aslında mecburen gelişime ayak uydurmak zorunda kaldıklarını söyleyebiliriz. Gazete, televizyon, dergi, radyo.. dijitalleşmeye nasıl ayak uydurmuş olabilir?
Bütün iletişim kanalları dijitalleşip hayatta kalmak adına yeni kabuklarını geliştirmeye başladı. Dergi ve gazeteler, e-dergi, e-gazete formatını geliştirdi. Televizyon kanalları web sitelerini de kurdu, web sitesi üzerinden akışlarının takip edilebilmesini sağladı. Aynı zamanda YouTube’da kendi kanallarını açtılar. Radyolar artık podcast formatına dönüştü. Yani aslında hayatta kalabilmek için mecburi bir dönüşüme girdiler.
Peki başarılı oldular mı? Bazıları bu dönüşümde başarıyı yakaladı. Gazeteler, dijital abonelik modelleri geliştirerek bir okur kitlesi oluşturmayı ve bunu sürdürmeyi başarabildi. Bazı radyo kanalları podcast içeriklerini kitlenin dikkatini çekecek formatta oluşturdu ve hayatta kalmayı başardı. Bazı televizyon kanalları ise dijital içerik üreticileri ile işbirliğine girerek genç kitleyi yakalamayı başardı. Fakat hepsinin bu başarıya ulaştığını söylemek zor. Dijitalleşmeye ayak uyduramayan, tek yönlü iletişimde sıkışıp kalan iletişim kanalları da yavaş yavaş yok olmaya yüz tuttu.
Buradan da şunu çıkarabiliriz: “ Ya evrim geçirip dijital çağda var olacaklar ya da geçmişte vardı diye anılacak dijital dinozorlar olarak kalacaklar.”
Siz Hangi Çağın Medya Canlısısınız?
Şimdi dönüp kendimize bir bakalım. Sabah uyandığınızda elinize önce telefonunuzu mu yoksa gazetenizi mi alıyorsunuz? Kalkıp hemen televizyonu mu açıyorsunuz yoksa youtube mı giriyorsunuz? Dünyada neler oluyor sorusunun cevabını nerede arıyorsunuz?
Kaynakça
Ağyıldız, T. S. (2024, 4 Nisan). Geleneksek medya ile yeni medya nedir, arasındaki farklar nelerdir? Ticimax.https://www.ticimax.com/blog/geleneksek-medya-ile-yeni-medya-nedir-arasindaki-farklar-nelerdir
Mecra360. (t.y.). Dijital medya ile geleneksel medya arasındaki farklar.https://www.mecra360.com/dijital-medya-ile-geleneksel-medya-arasindaki-farklar/
Bendaş, K. (2022). Dijitalleşen dünyada medyanın dönüşümü: Geleneksel medyadan yeni medyaya geçiş ve Türkiye’de internet haberciliği. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 6(22), 373–396. https://doi.org/10.33404/anasay.1185803
Yetiş, A. N. (2024, 26 Aralık). Geleneksel medya ve yeni medyanın bir arada kullanıldığı bir pazarlama dünyası. Fijital İşler. https://www.fijitalisler.com/2024/12/26/geleneksel-medya-ve-yeni-medya/#elementor-toc__heading-anchor-3
Komtaş. (t.y.). Algoritma nedir? Nasıl çalışır ve nerelerde kullanılır? Komtaş.https://www.komtas.com/glossary/algoritma-nedir
Usta, G. (2025). Dijital Dinozorlar ve Yeni Nesil Medya blog görseli [Yapay zeka tarafından üretilmiş görsel]. ChatGPT. https://chat.openai.com/chat
İçerik Yazarı
Gökçenur USTA YAZICI